Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Sağlık Çalışanları Da Ne Yapıyor Ki!

Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya, sosyal medya hesabından sağlık çalışanlarının günlük yaşadığı ağır çalışma koşullarını anlatan dikkat çekici bir metin paylaştı. “Sağlık çalışanları da ne yapıyor ki?” diyenlere ithafen yazdığı uzun metin, kısa sürede çok sayıda sağlık çalışanı tarafından destek gördü.

Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya, sosyal medya hesabından

Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya, sosyal medya hesabından sağlık çalışanlarının yaşadığı zorlukları anlatan çarpıcı bir paylaşım yaptı. Kaya, “Sağlık çalışanları da ne yapıyor ki!” diyenlere ithafen kaleme aldığı metinde, bir sağlık çalışanının bir gününün nasıl geçtiğini detaylarıyla aktardı.

İşte o paylaşım:


SAĞLIK ÇALIŞANLARI DA NE YAPIYOR Kİ!
Diyenlere ithafen yazıyorum;

Bir sağlık çalışanın günü nasıl geçiyor?

Sabah alarmı çaldığında, daha uyanmadan yorgun kalkıyor aslında.
Çünkü bir önceki nöbet hâlâ ensesinde; dinlenmek dediği şey ise sadece göz kapaklarını birkaç saat kapatmaktan ibaret.

Evden aceleyle çıkıyor.
Bir yanda yetişmesi gereken servis, diğer yanda düşünceleri;
Bugün acaba kaç hasta gelir?
Bugün kaç kişi bağırır?
Bugün kaç kere nefes almaya fırsat bulurum?
Geride bıraktığı çocuğunun yemeğini yedirirler mi ilacını içirirler mi, ateşi çıkar mı?

Hastaneye girer girmez bir telaş sarıyor etrafı.
Koridorlar dolu, bekleyenler gergin, her kapının arkasında ayrı bir hikâye..
Hepsine tek tek yetişmeye çalışılıyor.

Henüz kahvaltı bile yapamadan ilk hasta, sonra ikinci, sonra onlarca..

Birinin tansiyonu düşük, birinin ateşi yüksek, biri acil, birin yakını kulağının dibinde bağırıyor.
Biri hemşire, “Serumun bitti.”
Bir baktın kalabalığın ortasından bir ses:

– BU HASTANEDE DOKTOR YOK MU?
– HEMŞİRE NEREDE?

Tüm bu hengâmenin içinde yine aynı sabırla, aynı güler yüzle devam ediliyor.

Öğle arası kâğıt üstünde var.

Bir sandviç ısırığıyla serum takmak arasında geçen bir “dinlenme.”

Sonra şiddet riski…
Bir söz, bir el hareketi, bir omuz yükseltme. Ters bir bakış..

Bir yandan evdeki hesaplar dönüyor zihninde:
Kira, market, faturalar…
Bir yandan yeni gelen talimatlar, varsa mobbingler, eksik personelle dönmeye çalıştırılan mesailer…

Akşam oluyor.
Ayakları zonkluyor, beli ağrıyor, gözleri kanıyor.
Ama dosyalar bitmemişse gidemiyor.
Gitse bile eve vardığında “oh” demeden çamaşır, yemek, çocuk ödevi, ev işleri…

Sonra bir an durup kendine soruyor:
BUGÜN YİNE ELİMDEN GELENİ YAPTIM MI?

Uykuya dalmadan önce tek temennisi:
YARIN KİMSEYE BİR ŞEY OLMASIN…

Bir de… keşke biraz bizi de düşünen olsa…

Ve alarm yeniden çalıyor.
Yeni bir gün, yeni bir mücadele…
Sağlık çalışanının hayatı böyle akıyor işte:

Sevgili sağlıkçılar,
Benim yazamadığım, gözümden kaçan ne varsa…
Siz yaşayarak, yazıp altını doldurun lütfen…