Hacettepe Üniversitesi İlk ve Acil Yardım (Paramedik) Bölümü’nden 2016 yılında mezun olan Müzeyyen Karahan, Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde göreve başladı. Ankara’nın Altındağ ilçesindeki 112 istasyonunda paramedik olarak görev yapan Karahan, aldığı ileri sürüş teknikleri eğitimi sayesinde gerektiğinde ambulans sürücülüğü görevini de üstleniyor.
Karahan, üç yıldır başkent trafiğinde hem direksiyon başında zamana karşı yarışıyor hem de gerektiğinde ambulansın arka kabinine geçerek vakalara ilk ve en kritik müdahaleyi yapan sağlık personeli olarak görev alıyor.
“90 saniyede aracı hareket ettirmek zorundayız”
1–7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası kapsamında DHA’ya konuşan Karahan, mesleğinin motivasyonunu şu sözlerle anlattı:
“Bir insana ulaşmak için zamanla yarışıyorsunuz. Vaka düştüğünde 90 saniye içinde aracı hareket ettirmek zorundasınız. Adrenalin seviyorsanız sizi yükselten bir şey; ama dinlenirken bile tetikte oluyorsunuz.”
Paramedik Karahan, bazı durumlarda telefon üzerinden konferans yöntemiyle ilk yardım uygulaması yaptırdıklarını da belirtti.
“Kadın paramedik olur mu?” diyorlar ama…”
Trafikte duyarlılığın arttığını ancak hâlâ sorunlar olduğunu belirten Karahan, kadın sağlık personeline yönelik önyargılara da değindi:
“Kadın ambulans sürücüsü olur mu?’ çok duyuyoruz. Ama hastayı güvenle teslim edince ‘Helal olsun kızlar’ diyorlar. Bu teşekkür yetiyor.”
Karahan, ambulansların geçiş üstünlüğünün her durumda kullanılmadığını, sadece acil vakalarda aktif hale geldiğini söyledi.
“Ambulansta doğum yaptırdım”
Meslek hayatında unutamadığı anlardan birinin 6 Şubat depremleri olduğunu belirten Karahan, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Bir tarafta doğum, bir tarafta ölüm vardı. Ambulans içinde bir gebeye doğum yaptırmak zorunda kalmıştım. Bebeğin kordonu dolanmıştı. Anne ve bebek ayrılmadan sağ salim teslim edilebildi. Hayatımın en yoğun ve duygusal anlarından biriydi.”
Deprem sonrası Suriye sınır hattı, çadır kentler ve nakil görevlerinde de bulunduğunu ifade eden Karahan, zorlu koşullara rağmen mesleğini büyük bir tutkuyla yaptığını söyledi.

