Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç.Dr. M. Hanefi Bostan, memurların aldıkları maaşlarla zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini, kurban ibadetini yerine getirmekte zorlandıklarını söyledi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç.Dr. M. Hanefi Bostan, memurların aldıkları maaşlarla zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini, kurban ibadetini yerine getirmekte zorlandıklarını söyledi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd.Doç.Dr. Hanefi Bostan, yaptığı yazılı açıklamada, memurların sıkıntılarına değindi.
Memurların aldıkları maaşla kurban ibadetlerini yerine getirmelerinde büyük sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Bostan, şöyle konuştu: “Ülkemizde dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi 3 bin 500 TL'ye dayandığı günümüzde ortalama memur maaşı bin 866 TL’dir.
Yaşanan ekonomik gelişmeler karşısında memurların maaşları her geçen gün erirken, 2012 yılında doğalgaz, elektrik, benzin, gıda ürünlerine yapılan fahiş zamlar karşısında hayal kırıklığına uğrayan memurlar bu yıl kurban vecibelerini yerine getirmeleri maaşları dışında ek gelirleri yoksa imkânsız hale gelmiş bulunmaktadır."
Memurların yaklaşık yüzde 65’inin eşinin çalışmadığını anlatan Bostan,
şunları söyledi: "Dolayısıyla tek maaşla evlerinin geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Yine memurların yüzde 70’i kredi kartı ya da bireysel kredi borçlusudur. Ortalama 1.865,92 TL ücret alan bir memur, ek ders ücreti hariç ortalama bin 782 TL alan bir öğretmen, 2 bin 67 -2 bin 116 TL alan bir araştırma görevlisi, 2 bin 200- 2 bin 350 TL alan bir okutman ve öğretim görevlisi, 2 bin 300 -2 bin 500 TL arasında maaş alan bir yardımcı doçent geçimini nasıl sağlayacağını düşündüğü bir durumda nasıl kurban vecibesini yerine getirsin? Uygulanan yanlış ekonomik politikalar nedeniyle memurlar kurbanlık hale getirilmiş bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın memurların fitre ve zekât alabileceğini belirtmesi durumun vehametini açıkça ortaya koymaktadır.”
Artan zamlarla birlikte memurların alım gücünün düştüğünü ifade eden Bostan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle memur maaş zamlarının doğalgaz, benzin, et, kira, su gibi ürünlere yapılan zamlara yetişememesi, kurban fiyatlarının memur maaşlarıyla karşılanamayacak seviyelere yükselmesi nedeniyle, geçim sıkıntısı çeken memurları bir çıkmaza sürükledi.
Bir yıl içerisinde iğneden ipliğe her ürüne zam geldi. 2012 yılının ilk 9 ayı temel alındığında bile doğalgaz yüzde 30, benzin yüzde 15, mazot yüzde 14, kömür yüzde 10 zamlandı, vergiler arttı. Dolayısıyla memurlarımızın alım gücü de azaldı.
Bu nedenle vatandaşlarımız her bayrama biraz daha zor şartlarda giriyor. Geçtiğimiz yıla oranla kurban fiyatları fazla bir artış göstermemiş olsa da maaşlardaki erime, memurun kurban kesmesini imkânsız hale getiriyor.”
Kurbanlık fiyatlarının yükselmediğini iddia edenlerin alım gücündeki düşüşü görmediğini anlatan Bostan, sözlerine şöyle devam etti: "Bir yılda memur maaşları 200 lira eridi. Uzun dönemli fiyatlar incelendiğinde memurların sürekli kayıp içinde olduğu ortaya çıkıyor. Son yıllardaki politikalar, memur maaşlarının her alanda erimesine neden oldu."
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yaptığı araştırmaya değinen Bostan, şunları söyledi: "Bu dönemde memurların alım gücündeki erime, bazı zorunlu tüketim harcamaları karşısında yüzde 70’e ulaştı. 1994 yılında ortalama maaşıyla 4,4 adet kurbanlık koyun alabilen memurların maaşları bu yıl ancak 3,5 küçükbaş kurbanlık almaya yetiyor. 1994 yılında ortalama memur maaşıyla bir buçuk büyükbaş kurbanlık alınabilirken, bugün memur maaşı bir büyükbaş kurbanlık almaya dahi yetmiyor.
Buna göre, memur maaşı kurbanlık koyun karşısında yüzde 20.5; büyükbaş kurbanlık karşısında yüzde 41 değer kaybetti. Bir tarafta ailesinin geçimini sağlamak için yapmak zorunda olduğu harcamalar; diğer tarafta dini bir vecibe olarak gördüğü kurban ibadeti memurları kara kara düşündürmektedir.
Memurlar her Kurban Bayramı’nda kurbanlık olmaktan kurtarılmalıdır. İktidarın memurların dini vecibelerini yerine getirebilmesi için gerekli ekonomik imkânları sağlaması ve dini bayramlar öncesinde bayram ikramiyesi vermesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir.”
Yorum Yazın