Ülkemizde görev yapan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının resmi sayısı 793.275’dir. Bunların 275.972’si yetkili sendikaya üye iken 517.303’ü değildir.
Ülkemizde görev yapan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının resmi sayısı 793.275’dir.
Bunların 275.972’si yetkili sendikaya üye iken 517.303’ü değildir.
Diğer bir tabirle ülkemizde sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının %65.21’i şu an ki yetkili sendikanın üyesi değildir.
Şimdi bundan sonda yazacaklarımın çok dikkatli bir şekilde okunmasını istiyorum.
Eğer bu twitim gerçek manada anlaşılırsa emin olun ki birçok sorunu aşacağımıza inanıyorum.
Sevgili meslektaşlarım;
Sağlık ve sosyal hizmetler bünyesinde yönetici olma kanunu 12 yıl önce değişti.
663 sayıda kanun hükmünde kararname içeriğinde yöneticilerin hangi şartlara vasıf olması yazıyor.
Örneğin: Bir sağlık tesisinde Başhemşire veya Müdür olmak istiyorsanız;
✔️En az lisans mezunu olmanız
✔️5 yıldır kamu hizmetinde çalışma şartı vardır.
Diyelim mi bu şartları sağladınız. Sonuçta bu şartı sağlayan yüzbinlerce kişi var.
Peki sonra ne yapmanız gerekiyor?
Ne yazıkki sonrasını Kimse bilmiyor.
Bir şekilde il müdürlüğünden yazı geliyor ve kişinin idareci olarak atandığı söyleniyor.
Oysa başvurular nereye, hangi tarih aralarında yapıldı. Hiçbir bilgi yok.
Sınav yapıldı mı? Hayır.
O halde bu durum “Anayasanın Eşitlik İlkesine” AYKIRI değil midir?
Belki sizlerde bu şartı sağlıyordunuz. Ama sizlerin haberi dahi olmadan, işlem tamamlandı ve bir kişi yönetici olarak atandı.
Ne yazıkki 663 sayılı yönetici atama kanunundan sonra; görevini çok iyi yapacak bir çok kişi hiçbir zaman yönetici olamadı veya olamayacak.
Oysa buralara atamalar sınav yoluyla yapılmış olsaydı.
En kalifiyeli, en bilgili kişi seçilir ve idari amir olarak gelirdi.
Durum böyle iken ne yazıkki bu kanunla atanan yöneticiler suistimal edildi.
Neden mi?
Bazı sendikalar yönetici atayacak gücü olduğunu, kendi sendikalarına üye olmaları halinde kendilerininde ileride şansı olduğunu bazen alenen, bazen el altından yapabildikleri kadar yaydılar.
Hatta bazı yerlerde görevi başındaki idarecilere bir sonraki dönem için sendikamız seni destekleyecek vaadinde bile bulundular.
Durum böyle iken; Bütün sendikalara karşı adil ve tarafsız olması gereken yöneticilerden bazıları koltuğunu korumak için “YETKİLİ SENDİKANIN” yöneticisi modeline dönüştü.
Kimisi yetkili sendika şubelerini ziyaret etmekten, kimisi yetkili sendikaya üye toplamaktan görevini yapamaz hale geldi.
Değerli meslektaşlarım bizler “DEVLETİN MEMURUYUZ” sendikaların değil.
Bu tüm sendikalar için geçerli.
Sendikanın görevi çalışanın hakkını korumak ve yükseltmektir.
Bir sendika ne zaman ki çalışan hakkını savunmayı bırakıp, yönetici atama işlemleri ile uğraşırsa ne yazıkki bu sektöre en büyük zararı verir.
Bir diğer husus SENDİKALARIN SİYASİ GÖRÜŞÜ, TARAFI OLMAZ.
Sendikalar doğruya doğru deyip alkışlar. Yanlışı eleştirip, doğru olması için çabalar.
Değerli Sağlık Bakanlığı Yetkilileri Ne yazıkki geldiğimiz bu noktada bazı kurumlarımızın yöneticileri, hatta resmi web, sosyal medya hesapları sağlık çalışanlarının %65.21’nin üye olmadığı bir sendikanın logolu pasta reklamlarını yapmaya başladı.
İnanın bana bu kendi sendikamızda olsa buna kati suretle karşıyız! Çözmemiz gereken sorunlar var iken, devlet kurumuna ait resmi sayfaların halkı bilgilendirmek için açtığı sayfalarda sendika reklamı görmek istemiyoruz.@drmemisoglu
✔️Çalışanlar bizden maaşlarını iyileştirmemizi, özlük haklarınızı düzeltmemizi bekliyor.
✔️Çalışanlar 1+1’i bekliyor. Doğum süresinin uzatılmasını istiyor. Giyim yardımım düzelsin diyor..
✔️Sendika siyaset yapmasın, hakkımı savunsun istiyor.
İnanın bana sadece bunu istiyorlar.
Olması gereken de bu değil mi?
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Yorum Yazın