Sağlık Bakanlığı'nın günlük koronavirüs verilerinde "yüzde 99,9" oranıyla açıklanan filyasyon süreci, vakaların tespit edilmesi için kritik önem taşıyor.
Filyasyon ekiplerinde yer alan sağlık çalışanları ise Covid-19 vakalarının temaslı takibinin "kağıtta görüldüğü gibi kusursuz olmadığı, süreç içerisinde birçok engelle karşılaştıkları" görüşünde.
BBC Türkçe'nin görüştüğü sağlıkçılar, filyasyon çalışmalarında süreç yönetiminden kaynaklanan kısıtların yanı sıra, hizmet içi eğitimsizliğin ve yorgunluğun yarattığı zorlukları da anlattı.
Bazı sağlıkçılara göre, salgının yönetiminde ortaya çıkan eksiklikler, filyasyon yapan görevlilerde "boşa kürek çekme" hissine neden oluyor.
Diğer yandan hizmet içi eğitim eksikleri, Covid vakalarına ulaşan ilk kişiler olan filyasyon ekiplerinin hastalara gerekli bilgilendirmeyi yapmamasını getirebiliyor.
'Pandemi yönetimindeki eksikler nedeniyle yorgunluk başladı'
Filyasyon çalışmalarını yakından izleyen İstanbul Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Zozan Gölbaş, pandemi yönetiminde izlenen yol nedeniyle, filyasyonda da performansın düştüğünü anlatıyor:
"Bir küsur yıldır arkadaşlarımız fedakarca bir çalışma temposu içindeler. Ama artık boşa kürek çekiyoruz duygusu gelişti. Çünkü genel politikalarda salgını bitirmeye dönük adımlar atılmayınca, yorgunluk başladı. Pandemiyi bitirebiliriz güveni de kalmadı insanlarda. Ciddi bir moral bozukluğu var."
'Etkin bir filyasyon yapacak kadrolar oluşturulmadı'
Gölbaş'a göre, filyasyon ekiplerinin belirlenmesi ve hizmet içi eğitim eksikleri, filyasyon sürecinde yaşanan zorlukların önemli bir nedeni:
"Filyasyon, meslek tanımı dışında görevlendirmelerle, önemli bir kısmı birinci basamak sağlık hizmeti eğitimi almamış personelle yürütülüyor. Dolayısıyla halk sağlığı anlamında etkin bir filyasyon yapacak kadrolar yok.
"Gecenin bir yarısında filyasyonda görevlendirildiğini öğrendi insanlar. Filyasyon kavram olarak dahi bilinmiyordu. Diş hekimleriyle başlandı, 5. ve 6. sınıf tıp öğrencileri, asistanlar, doktora öğrencileri gibi, hep dönemsel kadrolarla yapıldı. Birçok sağlık çalışanı eğitim zaafiyetiyle girdi ve motivasyonları da tabii ki düştü."
Bilim Kurulu üyesi İlhan: Filyasyon başarılı, vaka artışının nedeni hareketlilik
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan ise günlük koronavirüs tablosundaki "yüzde 99,9" oranının, "koronavirüs saptanan kişinin son 48 saat içerisindeki temaslarına erişildiği anlamına geldiğini" belirtiyor:
"Kendi belirttikleri temaslara ulaşmakta, özellikle de aile filyasyonunda sorun yaşamıyoruz. Ama eğer evde komşuları, kuzenleri, başka akrabaları varsa ve bildirilmediyse, yapacak çok fazla bir şey kalmıyor. Bu tüm dünyada böyle. Resmi kayıtlı görünen ev halkını izole etmekte sorun yaşanmıyor."
İlhan, son haftalarda yaşanan vaka artışlarında filyasyonun yetersiz kalmasının değil, hareketliliğin etkili olduğunu belirtiyor:
"Filyasyonun yetersiz kaldığını söylemek çok güç. Bu oran yüzde 99,9 da olsa halihazırda toplumda kalabalıklaşma ve hareketlilik çok fazla. Buna virüs mutantının yaygınlaşmasını da eklediğimizde geldiğimiz tablonun nedeni açık şekilde görülüyor.
"Teması ve bulaşmayı engelleyemediğimiz için halihazırda günlük 50 bin vakayı görüyoruz."
'Filyasyon ekibi ilk bilgilendirmeyi yapmadan gidebiliyor'
BBC Türkçe'ye konuşan İstanbul'dan bir filyasyon görevlisi hekim, hastalarla ilk temas kuran filyasyon ekibinin çoğu zaman yeterli bilgiyi veremediğini anlatıyor:
"Başından beri bu sürecin içindeyim. Bazı hastalar, kendileriyle ilk temas kuran ekibin 'ilaç verip gittiğini' anlatıyor. Çoğu zaman pencereden kontrol edip, ilacı teslim edip gidiyorlar.
"Bu hizmet içi eğitimin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Temasın azaltılmasını sağlamak normal ancak bu hastalık süreciyle ilgili hastaların ilk bilgi alacağı kişiler filyasyon ekibi."
Virüsün yayılmasını bu şekilde engelleyemeyiz'
Filyasyon görevlisi hekim, hastaya sorulması gereken ilk soruların salgını önlemek ve ölüm oranlarını düşürmek için kritik önemde olduğunu kaydediyor:
"112'de çalışırken yaşlı bir amcanın evine gittik. Filyasyon ekibi hiçbir şey söylememiş, sadece ilacı verip gittiklerini anlatıyor. Hasta o geçen sürede kötüleşmiş, satürasyonu 90'ın altına düştü. O hastanın en başından beri hastanede değerlendirilmesi gerekiyordu.
"Filyasyon yapılırken mutlaka hastaya 'Kronik hastalığınız var mı?' diye sorulması lazım. Bazen bu bile yapılmıyor. Eğer hastanın kronik rahatsızlığı varsa mutlaka hastanede değerlendirilmesi lazım.
"Hastaya gerekli bilgi verilmedikten sonra, filyasyon yaparak virüsün yayılmasını engellemiş olmuyoruz. Bu ölüm oranlarını da artıran bir durum. Bu nedenle filyasyon oranının yüzde 99,9 olarak gösterilmesi pek gerçekçi gelmiyor."
'Evin içinde yapılması gerekenler anlatılmıyor'
Vakaların ve temaslıların aynı evin içinde neler yapmaları gerektiği bilgisi de kritik önemde. Filyasyon görevlisi hekimin anlattığına göre, bu bilgiler de genellikle paylaşılmıyor:
"Örneğin aynı evin içinde birden fazla pozitif vaka olduğunda, bir anda rehavete kapılıp tedbirleri bırakabiliyorlar. Halbuki bu kişilerin viral yükleri farklı olabilir ve birbirlerine aktarım yapıp boş yere hafif hastayı daha ağır hale getirebilirler. Bunlara yönelik uyarıların yapılması lazım. Evin havalandırılması gibi temel bilgiler de verilmiyor."
'Ceza uygulanmaması rehavete neden olabiliyor'
BBC Türkçe'ye konuşan ve ismini vermek istemeyen bir diğer filyasyon görevlisi, temaslı takibinin ve filyasyonun hem salgının yayılım hızının düşmesine hem de rehavete kapılmanın önüne geçmeye yaradığı görüşünde. Ancak her denetim amacına ulaşmıyor:
"Bazen kontrolü sağlanan kişi evinde olmayabiliyor. Bu kişileri telefonla arıyoruz ve eve gelmesini istiyoruz. Ceza kesme yetkimiz de bulunmasına rağmen buna en son çare olarak başvurmamız isteniyor.
"Kurala uyulmadığında yalnızca uyarı yapılması, karşı tarafta 'Nasılsa bir şey olmuyor?' gibi bir algı yaratıyor ve toplumun genelinde filyasyonu ya da filyasyon ekibini ciddiye almama durumu ortaya çıkıyor.
"Mutlaka ceza verilmeli demiyorum ama eğer bunun karşılığında bir ceza var deniyorsa o ceza uygulanmalı. Genel olarak insanlara denetim olduğunu hissettirmek önemli. Ama denetimlerin gerçekten kitaba uygun yapıldığını söyleyemem. Daha iyisini yapabiliriz."
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Kaynak:Medimagazin
Yorum Yazın